Kayıtlar

Nisan, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ACININ RENGİ YOK

Acının rengi, ırkı, yurdu yoktur. Zira, acı evrenseldir. Her ne kadar evrensel olsa da bir o kadar da bireyseldir. Atalarımız: “Ateş düştüğü yeri yakar.” Diye buyurur. Kor ateşin sızısı, vicdanı olan tüm kalplerde duyulur. Nasıl ki; akan gözyaşının mekanı yok, rengi yok, ırkı yok… Acının da öyle, ikisinin de vicdandan gayrı feri yok. Vicdan sahibi olan tüm insanlar, duyar mazlumun sesini. Kalbinin derinliklerinde hisseder, acının kütlesini. Dün Kuzey Kıbrıs'ta, Bosna Hersek’te, Karabağ’da, Ruanda’da… Bugünse Ukrayna’da, Filistin’de, Türkistan’da, Arakan’da… Zulüm; farklı yerlerde, farklı zamanlarda ve farklı sıklıkta. Ancak; acı ve gözyaşı, hep aynı renkte, aynı ağırlıkta. ... Mehmet ŞAHİN 

YAŞ OTUZ 3

Yaş 33;  yolun başı mı? Ortası mı? Sonu mu? Bilmem.  Bildiğim tek şey var,  o da bu zamana kadar hayatı yaşayamadığımdır. Hayatı anlamaya başladığımda,  hep bir yanımda bazı kavramların ve duyguların eksikliğini hissettim. Zamanla sol yanımda, ömrüm boyunca taşıyacağım derin bir boşluk olduğunu keşfettim. Ne yazık  ki bu keşif, kaşifini heyecana ve mutluluğa boğan cinsten değildi. Daha ziyade keşfeden minicik kalbimi de ufacık bedenimi de dibi görünmeyecek kadar derin ve karanlık kuyulara gömen cinsten bir keşifti. “Baba” kavramı yoktu; benim o minik ve narin bedenimin ezilip büzüldüğü, kalın yorganın altındaki, -boğulmaktan sabahın ilk saatleriyle duyulan annemin hoş, davudi sesini duyduğum anda kurtulduğum- derin bir gölet oluşmuş eski döşeğimin içinde uyandığımda. Kalktığımda, odamda. Dışarı çıktığımda, küçük dünyamın geri kalanında…  Hayatımın her anını, genç yaşta dul kalmış annemle ve annemin yorulmadan, bıkmadan, usanmadan peşinde koşturmakta olduğu işlerle dolduruyord