Kayıtlar

Kasım, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KİMSİN SEN?

Onun arabası güzel. Bunun evi fazla büyük. Şunların şirketi battı... Müdür müsün? Sayman mısın?  Onlar zina yapıyormuş. Bunlar fazla içiyormuş. Şunlar da hiç takmıyormuş... Münker misin? Nekir misin? Onu tavana asmalı. Bunun elini kesmeli. Şunu da hadım etmeli... Hünkar mısın? Hakim misin? ... Mehmet ŞAHİN

SEV KARDEŞİM

Sev kardeşim hayat kısa, Sonsuza dek kalan yoktur. Dünya alem senin olsa; Kefenin hiç cebi yoktur. Yalan, dolan, hile, talan... Hayatta oldukça çoktur. Sonunda elinde kalan; Hüsran, azap ve yokluktur. Kim, kimin ile, nerede; Ne yapıyormuş? Sana ne... Dedikoduyu bırak da, Bir de dönüp bak kendine. Çok kolaydır; gönül kırmak, Yakıp, yıkıp, zarar vermek. Kini, nefreti bırak da; Biraz gönül almaya bak. Kalbe giden yollar belli; Anlayış, hoş muhabbettir. İnsanı insan yapanlar; Sevgi, saygı, merhamettir. ... Mehmet ŞAHİN

ÖĞRETMENİMİZ

Beşikten mezara dek sürer gider; Eğitim-öğretim denen bu cevher. Cevheri işleyen kocaman kalpler; İyi ki varsınız, öğretmenimiz. Yeri geldi, anne-baba oldunuz. Yeri geldi, abi-abla oldunuz. Polis, asker, doktor, rehber oldunuz... İyi ki varsınız, öğretmenimiz. Kıymetiniz pek bilinmez, bilirim; Bazen ben de size sitem ederim. Çağırsanız, koşa koşa gelirim. İyi ki varsınız, öğretmenimiz. Ömür boyu öğretmektir gayeniz. “Önce sevgi, saygı.” derdi, annemiz. Çok uzundur, sizin bu hikayeniz. İyi ki varsınız, öğretmenimiz. ... Mehmet ŞAHİN

ADALET İSTERİM

Yıllar boyu, sabır ile bekledim. Her gecemi, gündüzüme ekledim. Gam küpüme, kederimi yükledim. Ben bu dünyada, adalet isterim! Aldatıldım, kandırıldım, dövüldüm... Tehdit ile hakaretle sövüldüm. Sıla'dan da, gurbetten de sürüldüm... Ben bu dünyada, adalet isterim! Dostum düşman oldu, akrabam yılan. Hakk'ın bildiğinden gayrısı yalan. Yalnız emanettir, elimde kalan. Ben bu dünyada, adalet isterim! İlahi huzura varılır elbet. Mahkeme-i Kübra kurulur elbet. Hakikat ortaya konulur elbet. Ben bu dünyada, adalet isterim! ... Mehmet ŞAHİN

BİR GÜN

Aldanma bugünkü güzelliğine, O da çiçek gibi solacak bir gün. Kapılma dünyanın bin bir rengine, Zifiri karanlık olacak bir gün. Hunharca yaşanan o güzel günler, Tekmil nihayete erecek bir gün. Azrail pusuda son anı bekler, Ansızın kapını çalacak bir gün. ... Mehmet ŞAHİN

KARA GÜN

Herkesin mazisinde, Vardır bir "Kara Gün"ü. Hatırlamak istemez, O lanet kör düğümü. Benim kara günümse; On bir Kasım günüdür. Aslında hayat bir gün; O da yalnız bugündür. ... Mehmet ŞAHİN

ZEMHERİ

Yine geldi çattı, Zemheri ayı. Unut amca, dayı, teyze, halayı... Muzdaribiz, akrabadan dolayı. Garibin halini, soran olmuyor. Zemheri soğuğu, vurdukça başa; Yakacak dayanmaz, bu zalim kışa. İsyanımız yoktur kadere, haşa. Fakirin halini, gören olmuyor. ... Mehmet ŞAHİN

ALLAHUEKBER!

Bir Hristiyan'ı, bir Ateist'i anlamak kadar kolaydı; Sadece Allah'ın rızasını kazanmak için yaşayan, Allah yarattığı için seven, iyilik yaparken bile; "Balık bilmezse, Halık bilsin." diyen, Müslüman'ı anlamak. Bir Hristiyan'ın şaşırdığında, "Oh my God!" demesi gibi; Basit ve sıradandı aslında, "Allahuekber!" demesi. Günler sonra enkazın altında, el kadar bir mucizeyi; Gördüğünde, Müslüman kardeşimizin olağan tepkisi. Ancak; onlar Zerdüşt, Hindu, Hristiyan, Yahudi, Ateistti... Biz Müslümandık; biz haramı helali ayırt eder, yerdik. Biz harama el sürmez, harama uçkur çözmez, sabrederdik. Çünkü Elhamdülillah biz Müslümandık ve hep şükrederdik. Biz şükrederken, Elhamdülillah; şaşırınca Sübhanallah; Allahuekber derdik, anlamalarını hiç beklemedik. Elhamdülillah bizler Müslümanız ve bize Allah yeter. Daima Allahuekber! Allahuekber! Allahuekber! ... Mehmet ŞAHİN

ADEMOĞLU

Bilmem farkında mısın Ademoğlu? Ölmeyecek gibi bomboş yaşadın. Asırlar evvelden geldi uyarı. Dünyayı ebedi, döner mi sandın? Yalanlar söyledin, yüzsüzlük ettin. Harama göz diktin, hırsızlık ettin. Hainlik, zalimlik, haksızlık ettin. Ettiğin yanına, kalır mı sandın? Edebi unuttun, arsızlık ettin. Kalbini kararttın, nursuzluk ettin. Fesatlık, hasetlik, yolsuzluk ettin. Şeytan, Azrail'den korur mu sandın? ... Mehmet  ŞAHİN

AFET

Kim demiş? "Ölenle ölünmez. Ateş düştüğü yeri yakar." Van'da deprem olur, bütün ülkede hissedilir acısı. Elazığ sallanır, Sivas'ta duyulur bina gıcırtısı. Giresun'u sel alır, İstanbul'da hissedilir sancısı. İzmir'in acısı kor gibi dağlar, Türkiye'nin bağrını. Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Zaza duyar mazlumun acı imdadını. Sağcı-Solcu, Alevi-Sünni, Müslim-Gayrı Müslim toplanır; İndirir, birbirine karşı aldığı, manasız gardını. Enkaz altından, cılız seslerle bağırırken nice canlar; Neden bu manasız kavga, neden bu yersiz çatışma, canlar? Saatler sonunda, beton yığınının altından çıkarılan; Umut dolu, saf, temiz, dimdik "Elif"ler, "Ayda" bebekler var. Antalya alev alev yanarken, Bayburt donar mı sandınız? Mazlumlar ılgıt ılgıt ağlarken, Mehmet güler mi sandınız? Sağ-Sol, Alevi-Sünni, Kürt-Türk, çığırtkanlıkları yaptınız. Bin yıllık temeli, üç beş sarsıntıda çöker mi sandınız? ... Mehmet  ŞAHİN

GARİP

Şu dünyada ne olursan ol, olma bir garip. Garibe nasıl bakarsan bak, bakma bir garip. Hal-hatır soracak olursan, sorma bir garip. İkramda bulunmak istersen, verme bir garip. Nereden gelirsen gel, ama gelme bir garip. Her neye gülersen gül, ama gülme bir garip. Nasıl yaşarsan yaşa, ama kalma bir garip. Ne halde ölürsen öl, ama ölme bir garip. ... Mehmet  ŞAHİN